Ergenlik Nedir? Ergenlik Dönemindeki Çocuklarla Nasıl İletişim Kurulmalıdır?

Ergenlik Nedir? Ergenlik Dönemindeki Çocuklarla Nasıl İletişim Kurulmalıdır?

 

 

Ergenlik, her çocuğun çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlik dönemi genellikle 12 ile 23 yaş aralığını kapsamaktadır. Ergenlik döneminin başlangıç evresi olarak adlandırılan “buluğ çağı” çocuğun ortaokul dönemine denk gelmektedir. Çocuğun ergenlik dönemine girmesiyle kişisel özellikler, ağırlık, uzunluk, cinsel organlar gibi fiziksel fonksiyonları değişmektedir. Ergenlik dönemi çocuk için bilişsel anlamda bilme, düşünme ve akıl yürütme gibi konularda gösterdiği gelişmedir. Sosyal anlamda ise ergenlik dönemi, çocuğu etnik olarak kabul gören ve erişkin hayatına hazırlayan bir süreçtir.

 

 

Ergenlik Döneminde Gerçekleşen Bedensel Değişiklikler

 

Ergenlik döneminin en önemli belirtisi çocukların çok yönlü olarak büyümesidir. Kızlarda genellikle erkeklerden daha erken büyüme görülmektedir. Kızlar ergenlik dönemine girdiklerinde bu nedenle erkeklerden daha uzun olurlar. Sonra kızların boy uzaması giderek yavaşlar 16-18 yaşları arasında durur. Erkeklerin boy uzaması ise 22 yaşına kadar devam eder ve sonra durur. Büyümenin devam ettiği 18-26 yaş aralığında yapılan bazı esneme hareketlerinin ve spor aktivitelerinin de etkisiyle boy uzamasında belirli bir artış görülmeye devam etmektedir.

 

Ergenlik döneminde kızların ve erkeklerin cildinde sivilcelenme ve kilo artışı gözlemlenmektedir. Bu dönemde ergenlerin yüzlerindeki kemikler olgunlaşır. Bu gelişim sürecinin başında, yüzde asimetrik bir görüntü oluşsa da zamanla bu asimetrik görüntü ortadan kalkar yüz hatları oturur. Vücuttaki tüm kemik sisteminde büyüme görülmeye başlar. Eller-ayaklar, kollar-bacaklar hızla uzamaya başlarken baş, kalça ve omuzlar genişlemeye başlar. Bu süreçte ellerin ve ayakların daha hızlı büyümesiyle çocukta geçici sakarlık oluşabilmektedir. Bu sakarlık durumu ergenin değişen bedenine alışmaya başlamasıyla son bulmaktadır.

 

 

İlginizi çekebilir: Duygusal Zeka Nedir? Duygusal Zeka Nasıl Geliştirilir?

 

 

 

Ergenlik Döneminde Görülen Psikolojik Bozukluklar Nelerdir?

 

Ergenlik dönemi çocukların hormonal gelişimi ile başlamaktadır. Ebeveynler için oldukça zorlayıcı bir dönemdir. Ergenlik dönemine giren çocuğun geçirdiği kimlik krizi nedeniyle ebeveyn ve ergen arasında sorunlar oluşmaktadır. Bireyselleşmek isteyen ergen, ailesinden bağımsız bir konumda olma çabası göstermektedir. Ergenlik döneminde ergen, kendisinin değiştiğini hissederek çoğu zaman kendisini çözmeye ve tanımaya çalışmaktadır. Bu dönemlerde kendini tanımakta güçlük çeken ergenlerde bazı psikolojik bozuklar görülmektedir. Bu psikolojik sorunlar şunlardır:

 

Depresyon

 

Depresyon, duygu-durum bozukluğu, depresiflik ve mutlu olamama olarak kendini gösteren bir sorundur. Bununla beraber depresyonda olan kişide halsizlik, huzursuzluk, uyuyamamak, sinirlilik ve yeme düzeni bozukluğu da görülmektedir. Ergenlik döneminde kişi genellikle aşırı öfke hali göstermektedir.

 

Anoreksiya Nervoza

 

Ergenlik döneminde kişi çok yemek yiyerek kilo alıyor ve sonrasında ya kusarak ya da aşırı egzersiz ile bu durumu telafi etmeye çalışmaktadır. Kontrolsüz bir şekilde aşırı yemek yeme sonrasında kişi çok ağır diyetlere başlamaktadır. Bu diyetler sonucu ergende ciddi kilo kaybı oluşur ve iştahsızlık hali görülmeye başlar. Bu süreçte Anoreksiya Nervoza adıyla bilinen psikolojik rahatsızlık, ergenlerin kilo almaktan çok korkmaya başlamasıyla kendini göstermektedir. Ne yazık ki kilo almaktan çok korkan ergen vücut ağırlığının artmasını engellemek için vücudun ihtiyacı olan gıdaları kesmektedir. Zorlu antrenmanlarla vücutlarını zorlamaktadır. Bu zorlu süreç içinde kaçamak yaptıklarında kilo almaktan aşırı korktukları için yediklerini hemen kusmaya çalışırlar.

 

Mevsimine Göre Yaşanan Ruhsal Değişiklikler

 

Mevsim geçişlerinde görülen ruhsal değişiklik her bireyde olduğu gibi ergenlerde de sık görülmektedir. Bu mevsim değişikliklerinde ergenler ruhsal olarak bunalım veya içine kapalılık gibi ruh hali içine girmektedirler.

 

 

Davranış Bozuklukları

 

Davranış bozuklukları genelde çocuklukta başlayıp ergenlikte devam etmektedir. Bu davranış bozuklukları, anti-sosyal kişilik bozukluğu olarak adlandırılan sosyal uyumsuzluk davranışlarını içermektedir. Bunun içinde insanlara ve hayvanlara zarar verme eğilimi, insanların kişisel eşyalarına zarar verme eğilimi ve sürekli yalan söyleme gibi yapılmaması gereken davranışları kapsamaktadır.  Davranış bozukluğu gösteren ergenlerde, bu davranışı göstermesinin altında yatan nedenlerin mutlaka incelenmesi gerekmektedir.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluk

 

Bir diğer adıyla da “Takıntı” olarak bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk, ergenin benliğine yabancı, düşünmemek için kendini zorlasa dahi beyninde yinelenen düşünceleri kapsamaktadır. Bu tür takıntılı ergenlerin konuşma şekilleri son derece akıcı ve kibardır. Ayrıntılara çok dikkat eden, düzenli ve aşırı titiz kişilerdir. Bu kişiler beyninde yinelenen düşüncelerden kurtulmak için bir takım hareketleri yineleme eğilimi göstermektedir.

 

Şiddet ve Saldırganlık

 

Şiddet ve saldırganlık eğilimi gösteren kişinin niyeti tam olarak hedefindeki objeye veya kişiye zarar vermek istemesidir. Ergenlik döneminde şiddetten hoşlanma ve saldırgan eylemler gerçekleştirme isteğinde artış görülebilir. Ergenin bunu istemesi yaşadığı çevre koşullarıyla da bağlandı göstermektedir.

 

 

Ergenlik döneminde görülen bu tür sorunlar için çocuğun psikolojik destek almasında yarar vardır. Ergenlik dönemi ergenin benliğini aradığı ve kişiliğinin oturduğu bir dönemdir. Bu dönemde çocuğun ailesi tarafından destek görmesi son derece önemlidir.

 

 

 

İlginizi çekebilir: Çocukla Kaliteli Zaman Geçirmek İçin Neler Yapılmalı?

 

 

 

 

Ergenlik Dönemindeki Çocuklarla Nasıl İletişim Kurulmalıdır?

 

 


Ebeveynlerin sıklıkla çocuklarıyla iletişim kuramamalarından şikayet ettiği bu ergenlik döneminde çocuklarla iletişim yöntemi biraz daha hassaslaşır. Bu dönemde anne babaların çocuklarıyla sürekli konuşmak istemesi son derece yanlış bir tutum olmaktadır. Her sorunda çocuğun bunu düzeltmesi adına yapılan konuşmalar bir süre sonra çocuk için dinlemeye alışık olduğu bir rutin halini alacaktır. Çocuk bundan sonra yaptığı olumsuz davranışlar sonrası rutin uyarıların yapılacak ve yine kendisiyle konuşulacağının bilincinde davranacaktır. Bu nedenle çocukla konuşurken uyarır gibi konuşmamak gerekir. Çocukla tehditten uzak doğal bir biçimde vakit geçirmek gerekir. Çocukla aynı oda içerisinde iletişim halinde ya da iletişim kurmadan bir arada olmak çocuğun güvende hissedeceği bir ortam oluşturacağı için son derece önemlidir. Bu şekilde çocuk kendini dışlamak yerine ailenin bir parçası olduğunu hissedecektir. Okulda ya da çevresinde bir sıkıntı olunca daha rahat ailesiyle bu konuyu paylaşabilecektir.

 

Ebeveynler kendi endişelerini çocuğa direkt yansıtmaktan kaçınmalıdır. Okul hayatı ile ilgili endişelerin çocuğa direkt ifade edilmesi çocuğun daha olumsuz yönlenmesine neden olacaktır. Bunun yerine soru sorarak yaklaşmak daha etkili bir yöntem olacaktır. Okulun nasıl geçtiğini sormak, ya da nasıl olduğunu sormak ergenlik dönemindeki bir çocukla daha sağlıklı iletişim sağlama yöntemidir. Çocuk bu şekilde sözlerine değer verildiğinin ve anlatacaklarının dinlenilecek olduğunun bilincinde olacaktır. Çocuğa onunla ilgili soru sormak ve verdiği cevabı dinlemek çocuğun üzerinde güvenilir olduğunuz mesajını oluşturacaktır. Çocuğun verdiği cevaplar ya da dersleriyle ilgili verdiği başarısızlık haberi ebeveynleri sinirlendirebilir. Bu sinirli duygu-durumun anne baba tarafından çocuğa yansıtılmaması gerekir. Bu habere sinirlenmek yerine çocukla aynı duyguları paylaşmaya özen gösterilmeli, empati yapılmalıdır. Çocuğun ne hissettiği iyi anlaşılmalı ve o yönde bir davranış sergilenmelidir. Çocuğun durumlar karşısında hissettiği utanç ve pişmanlık ebeveynleri tarafından gözlemlenmeli ve çocuğa en samimi şekilde destek olunmalıdır. Anne babanın da hata yaptığı zamanlar vardır. Anne babanın hata yaptığında özeleştiri yapıp hatasını fark etmesi ve çocuğundan özür dilemesi gerekmektedir. Bu davranış çocuğun ergenliğin vermiş olduğu olumsuz davranışlardan uzaklaşarak kendisini ailenin bir parçası olarak hissetmesini sağlayacaktır.

Favorilerim
Hiç favori okul eklemediniz.
TAMAM